şeker katılmamıştır




içinden geçilesi gidilesi bir hat bulduğunda
bil ki duvarla tavanın birleştiği yerdesindir
bir çizgi bu kadar mı derin olur ya da sen bu kadar mı yüzeydesin


hayat bazen incelik bazen nicelik verir insana
nereden baktığına bağlıdır ve olmak istediğine
tasarılı ve kurgulu düşlerinin uzağında görmek ve ölmek için


karanlığın kahramanlığında yaşayan aklıklar
sevmediğim kadınlar
ölülüklerinde sevdiğim düşler
birde benle yok olan gereksiz ilişkiler


bir gün geçince böyle
topuklarımdan akan esaret yalnızlığımın kızıllığında ısınıyordu
ellerimin arasındaki kadehle birlikte
sunulacak masaların havarileriyle beraber
ki olunmayan yer
olunmayan gün batımının sundukları
hayat gezginin bohçası


bir düş pembe hayatların kıyısın da
bir soluk suni teneffüsle alınmış
bana ait olmayan tüm vajinalar gibi
ve ulaştığını bilememek arhata


tanrınızım ben sizin gözlerden ırak yaşamış


wc woman




anlatamadım içimdeki yalnızlığı
ki telaffuzlarında diller öğrendim
bir geçirgenlik belki en fazla kendi saydamlığımda
çizilmiş karelere sığdırdım ifadeli ifadeliksizleri
denizler bulandı
midyeler cıva
ben acılar biriktirdim
faili meçhul ilişkiler çöktü üstüme
seviştiğim kadınlardan hükümsüzüm

mistik bir kurgunun ötesinde evvelsiz günler yaşadım senden uzak


günler
aklanmış şahitleriyle geçiyordu üstümüzden bulutlara karışarak
yorgun tanelerine ulaşmak için büyük bir koşturmacadaydı şehir
şehir arınma hissindeydi
çökeltilerin arttığı saatte yüzeye ulaşmak isteyen yumuşakçalardık
yengeç adımlarında yaşadığımız hayatta


karambollerle geçirdiğimiz gençliğimizin
bütün sorumluluğu yüklenirken bize
müteselsilen kimse sorumlu olmadı bundan
sikilmiş bir edebiyatın piç kelimelerini kurarken
yarım kalmış orgazmların devrik cümleleriyiz parmak uçlarında

bir yalnızlığın anatomisini çıkartırken tıbbiyelilere inat


hayat biseksüeldir ne zaman nereden alıp vereceğini bilemezsin




dönebileceği tüm yön ve pozisyonları yatakta tek başına uyguladı
ve gri bir sabaha uyandı alaca karanlığındayken kent
tonunu bulmayı düşünüyordu çıkacağı yeni yolculuklarda
çünkü
bir aralık aradı takvimlere inat her gün yineleyen tekrarlarda
aynanın yansımasındaki baktığı gözlerde

kaydı hayat aktı insanlar
zaman bizi de geçirdi içinden
ve gitti her şey bir adım uzağımıza

sözsüz bir gecede kuşatmak vardı ya seni sende orda kaldın


keşfedilmek istenen bir düştü aradığı

bir dost belki telefonların uzağında olduğunu bilmesi yeterli
belkilerin yoğunluğunda geçen düşsel kurguların zirvesindeki oksijensizlikte alıkoyamıyordu
kıssalı harikalar piyesindeki geçkin bedenini

ağzının istem dışı vücut dinamiğinin

ve evrenin bilmem hangi terimsel kuramları doğrultusunda
havayla yapılan ticaretin oluşturduğu 
yüzeydeki saydam ve flu zemine
yazacak hiç birşey bulamıyor olmakta sıkıştırmadı bedenini


ki yoktu uzun zamandır
yılların geçtiğini bile anlayamadı
yoktu
içip içip sarhoş oldu
ayıldığını bile anlamadı


şehir tüm korkularıyla çökmüştü geceye

 karanlığın şahitliğindeki alaca ışıklar yükselirken
notaların gürültülü sessizliğinde yolculuklar yapan peygamberlerde
alçalmaya başlamıştı

göreceli bir yalnızlık silgilerin yok edildiği yerde
kalemin ucundan sürtünmeye başlıyordu işlevsel olabileceği tüm yüzeylerde 


hayat geçirgen bir saydamlık
kendi içimde çözemedim
kim girdi
kim çıktı
çok sarhoştum hiç bilemedim




çok fazla değil bir şafak geçer üstümden
ama
olmadığın günbatımlarını hatırlarım hep ben

--...-.---...--.



hayatımın döngüsünde ellerimi salık bıraktım
aşksız yaşadığım günlerin inadındayken
rasyonelliğimde çok uzak senle hissettiklerimden beri
imgelerim bensiz düşlerim şekillendirirken seni
kendimden geçiyorum söyleyemiyorum
alacakaranlığında hissettiğim seni…


insanızamane



sordular
 erkekleri neden seviyorsunuz
söyledi
 çünkü sesleri güzel
   sesleri güzel hissiz erkekler toplandılar sisli bir gecede anlatılacak hikâyeleri vardı mimli tasvirlerle görülecek çünkü sessizdiler
   sesleri güzel yedi erkek dizildiler bir deniz kenarındaki yaya geçidine birer adım arayla
   sesleri güzel yedi erkek beklediler bir yaya geçidinde birer adım arayla sessizce düşleyerek onları seven kadınları
hepsi ah ladı
rüzgâr esti
martı sıçtı
dalga vurdu
ıslak gülüşlü adamın sol elinden bir anahtar yere düştü
   kadın uzandı
ve başladı uvertür