bir düştün
gecenin karanlığında
erekte sabahlara uyanan ergenlerin
bıyık terlerinin tuzlu tadın da
bir düştün
cennetten saçılmış tohumların
arsız bereketinde
bir düştün
kovulmuşların ısırıklarının şehvetinde
bir düştün
dağ başı mağaralarının sessiz çoğunluğunda
emekleyen adımların koşa savrulur dil kıvrımlarında
bir düştün
kendin siz günlerin
gölge toplayıcılarıyla
bir düştün
solak sabahların sağlak akşamlarında
tahriş olmuş ellerin
mutsuz sonlarında
bir düştün
gecenin karanlığında siluetler biriktiren
koleksiyon erlerin karyola altlarında
bir düştün
aalemin idealarında
eflatun bakışlarla
bir düştün
uyandım
notaların gürültülü sessizliğinde yolculuklar yapan
peygamberler gibi
.
.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder