hayat biseksüeldir ne zaman nereden alıp vereceğini bilemezsin




dönebileceği tüm yön ve pozisyonları yatakta tek başına uyguladı
ve gri bir sabaha uyandı alaca karanlığındayken kent
tonunu bulmayı düşünüyordu çıkacağı yeni yolculuklarda
çünkü
bir aralık aradı takvimlere inat her gün yineleyen tekrarlarda
aynanın yansımasındaki baktığı gözlerde

kaydı hayat aktı insanlar
zaman bizi de geçirdi içinden
ve gitti her şey bir adım uzağımıza

sözsüz bir gecede kuşatmak vardı ya seni sende orda kaldın


keşfedilmek istenen bir düştü aradığı

bir dost belki telefonların uzağında olduğunu bilmesi yeterli
belkilerin yoğunluğunda geçen düşsel kurguların zirvesindeki oksijensizlikte alıkoyamıyordu
kıssalı harikalar piyesindeki geçkin bedenini

ağzının istem dışı vücut dinamiğinin

ve evrenin bilmem hangi terimsel kuramları doğrultusunda
havayla yapılan ticaretin oluşturduğu 
yüzeydeki saydam ve flu zemine
yazacak hiç birşey bulamıyor olmakta sıkıştırmadı bedenini


ki yoktu uzun zamandır
yılların geçtiğini bile anlayamadı
yoktu
içip içip sarhoş oldu
ayıldığını bile anlamadı


şehir tüm korkularıyla çökmüştü geceye

 karanlığın şahitliğindeki alaca ışıklar yükselirken
notaların gürültülü sessizliğinde yolculuklar yapan peygamberlerde
alçalmaya başlamıştı

göreceli bir yalnızlık silgilerin yok edildiği yerde
kalemin ucundan sürtünmeye başlıyordu işlevsel olabileceği tüm yüzeylerde 


hayat geçirgen bir saydamlık
kendi içimde çözemedim
kim girdi
kim çıktı
çok sarhoştum hiç bilemedim




çok fazla değil bir şafak geçer üstümden
ama
olmadığın günbatımlarını hatırlarım hep ben

Hiç yorum yok: